Dolar 19,0374
Euro 20,5328
Altın 1.188,64
BİST 4.906,63
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kayseri 16°C
Az Bulutlu
Kayseri
16°C
Az Bulutlu
Çar 12°C
Per 13°C
Cum 12°C
Cts 13°C
https://www.habererciyes.com/wp-content/uploads/2021/09/WhatsApp-Image-2021-09-29-at-13.00.43.jpeg

VAR OLMANIN TEMELİ MÜCADELEDİR

A+
A-
05.07.2021
66.052
ABONE OL

Bilgi ve iletişim teknolojisinin hızlı gelişimi, topluma ve sektörlere büyük değişiklikler getirmektedir. Dijital dönüşüm yeni değerler yaratmakta ve birçok ülkede sanayi politikasının temel direği haline gelmektedir. Bu bağlamda ülkemizde dijital dönüşümü merkeze koyarak gelişiminin beşinci aşaması olan toplum-5 e hazır olma yolunda ilerlemeler kaydetmeliyiz.. Toplum 5.0, Japonya tarafından ortaya konan, beşinci aşama olarak adlandırılan yeni bir insan merkezli toplum vizyonudur. Almanya’nın “Endüstri 4.0” vizyonunu içeren günümüz bilgi toplumunun doğal bir uzantısı olarak da ifade edilebilen Toplum 5.0’ın çeşitli perspektifler dahilinde toplumun yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen amaç, enstrüman ve olası çıktılarına detaylı biçimde yer verilmektedir. Gelinen noktada günümüzde de bilgi ve iletişim teknolojisinin hızlı gelişiminin topluma ve sektörlere büyük değişiklikler getirdiği görülmektedir. Dijital dönüşüm yeni değerler yaratarak birçok ülkede sanayi politikalarının temel direği haline gelmiş durumdadır. Günümüz ekonomilerinin lokomotif sektörleri ile dünyanın en değerli firmalarının teknoloji firmaları olduğu ortadadır. Zamanında Üretim, Kaizen, Toplam Kalite Yönetimi gibi yönetim ve üretim felsefelerinin büyük rolü olmuştur. Söz konusu yaklaşımlar tüm çalışanların katılımını, çalışanların fikirlerine önem verilmesini, sürekli iyileştirme düşüncesini ve tepe yönetimin tam desteğini gerektirmektedir (Yine Japonya tarafından lansmanı yapılan Toplum 5.0 inisiyatifi kapsamında bu kez teknoloji destekli toplumsal bir dönüşüm girişimi, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları manifestosunda sunulan 17 madde rehber edinilerek ortaya konmaktadır. Söz konusu inisiyatif prensip olarak merkezî oluşumları dışarıda tutarak her alanda dağıtık sistemleri desteklemekte, dijital dönüşüm fenomeni ve enstrümanları sayesinde bu şekilde dönüştüreceği topluma sağlıklı ve kaliteli bir yaşam, içi dolu bir eğitim, eşit bir toplum, temizlik ve hijyene erişim, sürdürülebilir üretim ve tüketim, temiz enerji, adalet ve en önemlisi verimli iş birlikleri vaat etmektedir. Türkiye’nin bu dönüşüm öncesinde durduğu yer ve dönüşüme entegre olmak ve sisteme ayak uydurmak için yapılması gerekenler ifade edilmektedir.

Ülkemizde dönüşüm öncesinde yerimizi ve eksiklerimizin belirlenmesi gereklidir. Japonya Başbakanı Shinzo Abe tarafından yapılan ve basitçe “dünyadaki dijital dönüşümün etkisini demografik, ekonomik, etik ve sosyolojik yönden değerlendirerek insanların makine ve robotlarla ilişkisinin en verimli biçimde sağlandığı toplumsal dönüşüm felsefesi ” olarak tanımlanabilen; “Dijital Toplum”, “Yaratıcı Toplum” ya da en yaygın tabiriyle “Süper Akıllı Toplum” olarak ifade edilen yeni toplum modelinin adıdır yukarda anlatmış olduğum toplum -5 kısaca bahsetmiş oldum. Ama bu oluşum bizlere çok güzel gelmektedir. İnsan merkezli dijital dönüşümden bahsediyoruz. Buna bir örnek ile açıklamaya çalışırsam. Çin’de uygulanan sistemi tüm dünya ülkelerinde uygulamaya başlamanın bir başlangıcı olarak kabul edebiliriz. Çinde bütün insanları yüz tanıma ve arkadan da tanıyabilen gelişmiş kameralarla izlenmekte, insanların dijital kimlikleri bulunmakta bu kimliklerde her yaptıkları kaydediliyor. Bu kayıtlara göre puanlama yapılıyor, cezaları, iyi olan davranışları, kötü davranışları ayrıntılı bir şekilde kaydediliyor. Bunu bir örnekle açıklamaya çalışacağım. Çin’den ülkemize iş gezisi için iki kişi vizelerini alıyorlar, uçak biletlerini, hatta ülkemizde kalacakları oteller de rezervasyonlarını yapıyorlar, havaalanına gidiyorlar, polis noktasına geldiklerinde pasaport kontrollerine başlıyorlar, birinci kişinin puanı ülke dışına çıkışına izin verdi. Fakat ikinci kişinin puanı yetmediğinden ülke dışına çıkışına izin vermiyor sistem, ülkemize bir kişi gelebiliyor. Çinde kalan kişi incelemede bulunuyor bakıyor ki trafikte iki sefer kırmızı ışıkta geçtiğinden dolayı puan düşüşü yapılmış ondan dolayı ülkemize gelememiştir. Bu olay bize göstermektedir ki dijital kimlikler özgürlüğümüzü ortadan kaldırma yolunda olduğunu göstermektedir. Bu olaylar göstermektedir ki dünyayı bekleyen geleceğini şekillendirmektedir. 2070 yılına gelindiğinde ulusal devletleri ortadan kaldırmayı ve tek dünya devleti kurmayı amaçlamaktadılar. Bu arada dinleri ortadan kaldırmayı hedeflediklerini görmekteyiz. Hata 2030 yılı geldiğinde dinimizi sorgulanan bir din haline getirmeyi hedeflemişlerdir. Blokcahin teknolojisi ile ulusal devletleri tehdit etmektedir. Bu teknolojinin arkasında bulunan akıl devlet otoritelerini kaldırıp hiçbir merkeze bağlı olmadan insanlığı kontrol altında tutmayı, insan genlerinin haritalarını çıkararak bununla gelecekte nasıl bir insan tipi istemektedirler, ona göre yapay zeka yardımı ile diğer bütün akıllı malzemelerle haberleşmesini sağlayacaklar ve bu duruma göre hareket etmelerini istemektedirler. Yani şunu ifade etmek istemekteyim, bizim neslimizin son normal insanlar olarak görmektedirler. Yapılan olaylarda arka plandaki insanların insanoğlunun geleceğini belirliyorlar buna karşı neler yapılması gerektiği her insanı fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin artırılması, yaşlanma ve hastalanma gibi arzu edilmeyen veya gereksiz görülen yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini öne süren uluslararası bir entelektüel ve kültürel hareket olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 130 ülkenin çok uluslu şirketlere dünya çapında yüzde 15’lik asgari vergi uygulanmasında anlaştığını duyurdu. Söz konusu 130 ülke dünya ekonomisinin yüzde 90’ını oluşturuyor. Devletler arasında vergileri aşağı çekme yarışını sona erdirmeyi hedefleyen antlaşma ile büyük eşik ülkelerinin, dünyanın yüksek kâra sahip en büyük şirketlerinden daha fazla vergi alması da mümkün olacak.

Asgari vergi uygulaması konusunda OECD çatısı altında yaklaşık 10 yıldır müzakereler yürütülüyordu. Müzakerelere yakın kaynaklar Reuters haber ajansına yaptıkları açıklamada, zorlu müzakereler sonrasında Çin, Türkiye ve Arjantin’in anlaşmaya dahil olduğunu, böylece G20 ülkelerinin tümünün anlaşmayı onayladığını belirtti. Kaynaklar 139 ülkeden 9’unun ilk etapta anlaşmayı imzalamaya yanaşmadığı bilgisini de verdi. Bu harekat bize tek dünya devletine doğru gittiğimizin en somut örneğidir. Bizim yazımız bu üst akılın gerçekleştirmek istediğinin farkına varıp bu oyunlarına karşı tedbir almalıyız. Bunları daha sonraki yazılarımda ayrıntılı bir şekilde anlatmayı amaçlamakta kararlıyım. Onlar bunları yaparlar bizi yaratanın hesabı daha güçlü ve gerçektir.

BİN ADIM ATMAYI HEDEFLEYEMEYEN, BİR ADIM DAHİ ATAMAZ

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.